Zihnimiz,
karmaşık ve bir o kadar da harika bir mekanizma. Bazen bu mekanizma, bize pek
de hizmet etmeyen, adeta otomatik pilota bağlanmış gibi tekrarlayan düşünce
alışkanlıkları geliştirir. Biz bunlara "düşünce hataları" veya
"bilişsel çarpıtmalar" diyoruz.
Bu düşünce
hataları, ruh halimizi, davranışlarımızı ve hatta organlarımızın çalışmasını (kalp hızı, bağırsak çalışması, mide hareketleri vs) doğrudan
etkiler. Aslında olayların kendisinden çok, o olayları nasıl yorumladığımız,
onlara hangi anlamları yüklediğimiz bizi üzer ya da sevindirir.
Unutmayın,
bu düşünce kalıpları hepimizde zaman zaman görülebilir. Mesele, bunları hiç
yapmamak değil, farkına varıp zihnimizin direksiyonuna tekrar geçmektir. İşte
size, halkın anlayabileceği dilden, en sık karşılaştığımız bazı düşünce
hatalarının bir listesi:
Sık Karşılaşılan Düşünce Hataları (Düşünce Tuzakları)
1. Ya Hep Ya
Hiç Düşüncesi (Siyah-Beyaz Düşünce) Olayları ve insanları sadece iki uç noktada, siyah ya
da beyaz gibi görme eğilimidir. Gri tonları, yani ara olasılıkları gözden
kaçırırsınız. Mükemmel olmayan her şey, tam bir başarısızlık olarak görülür.
- Örnek: "Sunumumda bir kelimeyi
unuttum, bu yüzden tam bir fiyaskoydu." ya da "Bu diyeti bir gün
bozdum, artık tamamen başarısız oldum."
- Alternatifi: Hayatın ve performansın bir
bütün olduğunu, küçük hataların genel başarıyı ortadan kaldırmadığını
kendinize hatırlatın.
2. Aşırı
Genelleme Tek bir
olumsuz olayı, sanki hayat boyu sürecek bir yenilgi döngüsünün kanıtıymış gibi
görmektir. Bir kez başınıza gelen bir şeyin, her zaman olacağına inanırsınız.
- Örnek: Bir iş görüşmesi kötü geçince,
"Ben asla bir iş bulamayacağım." diye düşünmek.
- Alternatifi: Her durumun kendi içinde özel
olduğunu ve bir deneyimin sonucunun gelecekteki tüm deneyimleri
belirlemediğini fark edin.
3. Zihinsel
Filtre (Seçici Algılama) Bir durumdaki tek bir olumsuz detaya takılıp kalmak ve o durumun diğer tüm
olumlu yönlerini görmezden gelmektir. Sanki bir damla mürekkebin bütün bir
sürahi suyu bulandırması gibi.
- Örnek: Patronunuzun performansınızla
ilgili yaptığı 10 olumlu yorumu unutup, tek bir yapıcı eleştirisine
günlerce takılı kalmak.
- Alternatifi: Resmin bütününe bakmaya
çalışın. Olumsuzun yanında hangi olumlu veya nötr detaylar var? Bunları
bilinçli olarak listelemek işe yarayabilir.
4. Olumluyu
Geçersiz Kılmak Kendi
başarılarınızı ve olumlu deneyimlerinizi "şans eseriydi,"
"sayılmaz," "herkes yapardı" gibi düşüncelerle
önemsizleştirmektir. Bu, zihinsel filtrenin bir adım ötesidir; olumluyu
görürsünüz ama onu hemen geçersiz kılarsınız.
- Örnek: Aldığınız bir övgü için,
"Sadece nazik olmak için söylüyor." diye düşünmek.
- Alternatifi: Teşekkür etmeyi ve iltifatı
kabul etmeyi öğrenin. Başarınızın arkasındaki emeğinizi ve yeteneğinizi
kendinize hatırlatın.
5. Sonuçlara
Atlama Elinizde
yeterli kanıt olmadan olumsuz sonuçlara varmaktır. İki yaygın türü vardır:
- Akıl Okuma: Başkalarının sizin hakkınızda
olumsuz düşündüğünü, yeterli delil olmadan varsaymaktır.
- Örnek: "Selam verdiğimde yüzüme
pek bakmadı, kesin bana sinirlendi."
- Falcılık Yapmak
(Felaketleştirme): İşlerin kesinlikle kötü gideceğine dair olumsuz
bir beklentiye girmektir.
- Örnek: "Bu sınava gireceğim ve
kesinlikle kalacağım." ya da "Uçağa binersem kesin
düşecek."
6. Büyütme
(Felaketleştirme) ve Küçültme Hatalarınızı, korkularınızı veya kusurlarınızı
abartırken (büyütme), olumlu yönlerinizi, başarılarınızı veya başkalarının
kusurlarını küçümsemektir.
- Örnek: Yaptığınız küçük bir hatayı
"korkunç bir felaket" olarak görürken, büyük bir başarınızı
"önemli bir şey değil" diye geçiştirmek.
7. Duygusal
Mantık Yürütme
Hissettiklerinizin, gerçeğin kendisi olduğuna inanmaktır. "Eğer böyle
hissediyorsam, bu doğru olmalı." şeklinde düşünürsünüz.
- Örnek: "Kendimi çok suçlu
hissediyorum, demek ki kötü bir şey yaptım." ya da "Çok
kaygılıyım, demek ki kötü bir şey olacak."
- Alternatifi: Duyguların düşüncelerden
kaynaklandığını ve her zaman gerçeği yansıtmadığını kendinize hatırlatın.
Duygular gelip geçicidir.
8. “-meli,
-malı” Cümleleri (Should Statements) Kendinizin, başkalarının veya dünyanın nasıl olması
gerektiğine dair katı ve değişmez kurallara sahip olmaktır. Bu kurallar
karşılanmadığında öfke, hayal kırıklığı ve suçluluk hissedersiniz.
- Örnek: "Asla hata
yapmamalıyım." "İnsanlar her zaman adil olmalı."
"Herkes beni sevmeli."
- Alternatifi: Bu katı kuralları daha esnek
tercihlere dönüştürün. "Hata yapmamayı tercih ederim ama yaparsam bu
dünyanın sonu değil." gibi.
9.
Etiketleme Aşırı
genellemenin bir ileri formudur. Bir hata yaptığınızda kendinize "Ben bir
aptalım" demek gibi, tek bir olaya dayanarak kendinize veya başkalarına
tamamen olumsuz ve genel bir etiket yapıştırmaktır.
- Örnek: Bir konuda başarısız olunca
"Ben bir beceriksizim." demek.
- Alternatifi: Davranış ile kimliği ayırın.
"Bu konuda bir hata yaptım" demek, "Ben bir hatalıyım"
demekten çok daha yapıcıdır.
10.
Kişiselleştirme Sizinle
hiçbir ilgisi olmayan veya sorumluluğunuzda olmayan olumsuz olaylardan
kendinizi sorumlu tutmaktır.
- Örnek: Çocuğunuz okulda düşük not
aldığında, "Ben tamamen başarısız bir anneyim/babayım." diye
düşünmek. Veya bir arkadaşınızın keyifsiz olmasını hemen "Acaba ben
mi bir şey yaptım?" diye üzerinize alınmak.
Bu listeyi
bir kontrol listesi gibi kullanabilirsiniz. Gün içinde aklınızdan geçen ve sizi
rahatsız eden bir düşünceyi yakaladığınızda, "Acaba bu düşünce bu
listedeki tuzaklardan birine benziyor mu?" diye kendinize sorun. Sadece bu
farkındalık bile, düşüncenin üzerinizdeki gücünü azaltmak için atılmış dev bir
adımdır.
Terapi
sürecinde bu düşünceleri bir dedektif gibi yakalayıp, kanıtlarını sorgulayıp,
daha gerçekçi ve işlevsel alternatifler geliştiririz. Unutmayın, zihniniz sizin
en değerli varlığınız ve yaşam kalitenizin anahtarıdır. Ona iyi bakmak,
profesyonel bir destekle çok daha kolay olabilir.
Sağlıkla
kalın.